Yeni bir girdiyle hepinize tekrar merhaba.11.09.2009 tarihli Habertürk gazetesinde okuduğum bir haberi sizlerle de paylaşmak istedim.Haberde Amerika'da yaşayan Efe Çakarel adlı genç bir Türk'ün, kurduğu çevrimiçi sinema hizmeti sunan http://www.theauteurs.com adlı websitesiyle yakaladığı başarıdan bahsedilmiş.Site anasayfasında bizleri "your online cinema anytime anywhere" söylemiyle karşılıyor.Buradan da anlaşılacağı üzere bu projenin amacı üyelerine istedikleri zaman istedikleri yerde seyretmek istedikleri her hangi bir filmi keyifle seyrettirebilmek... Arşivindeki filmlere şöyle hızlıca bir göz attım da oldukça geniş de bir arşive sahip...eksisozluk teki bir yazarın deyimiyle "sinefillerin, bağımsız film sevenlerin çok yakında vazgeçilmez platformu olacak web sitesi. festivallerde ödül almış çok iyi filmlerin, ödül almamış dağıtıcı bulamamış, keşfedilmemiş yeteneklerin iyi filmlerinin, klasiklerin ve daha neler nelerin bulunabileceği enfes film ortamı"...
Ama kardeşim, benim filmleri internetten indirebileceğim binlerce site, ya da filmlerin dvd lerini bulabileceğim onlarca işletme varken neden böyle birşeye ihtiyacım olsun ki diyebilirsiniz =) Evet, popüler filmlere bir şekilde ulaşıp izleyebilmemiz mümkün.Ama burada bahsedildiği üzere popüler olan filmler her zaman kaliteli filmler olmayabiliyor.Ya da örneğin Belçika'da sinemalarda gösterilen pekçok yerel filmi seyreden insanların sayısı bir haftalık bir süreçte bile sinemanın kapasitesini dolduracak sayıya bile ulaşamayabiliyorken, aslında dünya çapında bu filmleri seyretmek isteyen sayısı azımsanamayacak binlerce sinema sevdalısı olabiliyor.Sinemaseverler bunlar gibi pek çok alternatifi bu sitede bulabiliyorlar.Bu şekilde bulunması güç olan ve şiddetle arzulanan filmler için maddi fedakarlık yapabilecek pek çok sinema sevdalısının olduğunu düşünürsek bu uygulamanın oldukça kârlı bir uygulama olduğunu görebiliriz..Bu kadar güzel ve efektif bir site geliştirdikten sonra herhalde bunun meyvesini toplamak kadar güzel birşey olamaz.Efe Çakarel'i ve ortaklarını tebrik etmek gerek.
Filmleri tam ekran ve ikide bir takılma derdi olmadan yüksek kalitede keyifle izleme şansı sunan sitede üyeler isterlerse site hesaplarıyla facebook,twitter gibi sosyal paylaşım siteleriyle de bağlantı kurabiliyorlar.Bu sayede üyelerine favori filmler veya izlemek istedikleri filmler gibi çeşitli bilgilerini bu sitelerde arkadaşlarıyla paylaşma olanağı da sunuyor.Bu websitesi sadece bir çevrimiçi film izleme servisinden çok daha fazlasını sunmayı amaç edinmiş.Öyle ki, üyeler filmler ile ilgili eleştirilerini, yorumlarını vesaire de paylaşabiliyorlar.Ayrıca aynı zevki paylaşan insanların birbirleriyle iletişime geçebilmesini de mümkün kılıyor...
Film başına ücret genelde 1-2$ olarak belirlenmiş ama ücretsiz seyredebileceğiniz filmler de mevcut.
Hep deriz ya, şöyle güzel bir fikrimiz olsa, onu hayata geçiriversek çabucak köşeyi dönsek diye...İşte bu da o tarz birşey her ne kadar site 3 milyon dolarlık bir yatırımla kurulmuş olsa da =) Peki nerden çıkmış bu çevrimiçi sinema sitesi kurma fikri diye merak ediyor insan.Onu da sitelerinde paylaşmışlar buradan ulaşabilirsiniz.Bu bağlantıda ilk kısımda siteyi hayallerinde yaratırken akıllarına gelen 5 maddeyi anlatmışlar.Bu kısmını da buradan da Türkçeleştirip paylaşmak istedim
1- Tokyo'da herhangi bir kafede In the Mood for Love filmini neden seyredemeyesiniz ki?
2- Sizin gibi Antonioni'yi seven insanlarla tanışabilmeniz neden mümkün olamasın?
3- Biraz terapiye ihtiyacı olduğunu düşündüğünüz bir arkadaşınıza anında Tati'nin Playtime filmini (bir komedi klasiği) gönderebilseniz süper olmaz mıydı? (Hiçbir şey bir film terapisinin yerini tutmaz)
4- İnternetteki filmler neden bu kadar berbat!
5- Why are we talking as if we were John Cusack in High Fidelity?(Bunu çevirebilecek biri aranıyor =))
Haberin linkini yukarda vermiştim ama gazetedeki röportajın bir kısmı internette yer almamış.Onları da buradan yazayım da tam olsun.
Tarantino yolda görüp sarılıyor
"Bu iş sayesinde Hollywood'un küçük bir camia olduğunu gördüm" diyen Çakarel'in çevresi oldukça geniş.Sinemalarda sadece gişe rekoru kıran filmler gösterilirken, sitenin bunun dışına taştığını dile getiren Efe Çakarel, "Site öyle tanındı ki artık Quentin Tarantino yolda görünce gelip sarılıyor.Birkaç gün önce Nicholos Cage ile birlikteydim.Çok güzel bir çevrem var.Yapmak istediğim işi sonunda buldum.Bu beni inanılmaz mutlu ediyor" dedi.
Türkiye hedefime küçük kalır
Site aracılığıyla hitap ettiği kitlenin gerçek sinemaseverler olduğunun altını çizen Efe Çakarel, "Ben İstanbul'da film festivaline gidip, filmlerin yüzde 60'ını izleyen kitleye hitap ediyorum.Bu yüzden hedeflerim açısından Türkiye küçük kalır.Filmlerini tanıttığımız için Avrupa'da büyük destek görüyorum.Sinema kültürünü büyük kitlelere ulaştırmak istiyorum" dedi.
Türk destekçilerim var
Sonunda her şeyi bırakıp kendi işini kurmaya karar verdiği için mutlu olduğunu anlatan Çakarel, "Sinemaya hep ilgim vardı.Ama asla film çekemeyeceğimi biliyordum.Ben de çok sevdiğim sinema ile en iyi yaptığım işi birleştirdim.Hem yatırımcı hem de yöneticiyim. Ama yalnız değilim.Kamer Altınova da kurucu olarak bana katıldı.Ve siteyi tasarladı.Ayrıca Chantier Films sahipleri Metin ve Nedim Anter şirketin ilk yatırımcılarından oldu 24 yatırımcı var" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder